12 Şubat 2011 Cumartesi
Antalya'nın Rus patroniçeleri
Antalya'ya her yıl yaklaşık 2 milyonun üstünde Rus turist geliyor ve bunların bir kısmı da kalıyor. Yani Antalya'da ciddi bir Rus cemaati oluşmuş vaziyette. Türkiye'nin kuzeyinde Türklerin küfür olarak kullandığı Nataşa adı, ülkenin güneyinde saygın iş kadını anlamına geliyor.
Antalya artık Ruslar için sadece turist olarak geldikleri bir şehir değil. İklim, deniz, kum, taze sebze-meyve ve aşk gibi gerekçelerle Antalya'ya yerleşen Rus sayısı bir hayli fazla. Artık karma evliliklerin de son derece normal karşılandığı şehirde Rus- Türk karışımı melez bir nesil yetişiyor. Her adım attığınız yerde bir Rusa rastlamıyorsunuz belki ama şehirdeki Rusların sayısı yadsınamayacak kadar çok. Bu yıl Antalya'ya tatile gelecek Rusların sayısının 2.5 milyonu aşması bekleniyor. Antalya ve Alanya'da emlak satın alan neredeyse 5 bin Rus var. Onlar kendilerini Türklere çok yakın hissettiği için belli mahallelerde toplanma ihtiyacı hissetmiyor. Halkın arasına karışmışlar. Bunda elbette, 10 yıl öncesine kadar Rus kadınların yaşadığı imaj sıkıntısının aşılmasının payı var.
Sarışın uzun boylu her kadına 'Nataşa' muamelesi yapılan günler en azından Antalya için geride kalmış. Bunun arka planında şehre yerleşen ve hayatını burada kazanmaya çalışan, iş hayatında söz sahibi olan Rus kadınların büyük etkisi var. Yıllarca 'Nataşa' muamelesi gören bu kadınlar, ülkelerinde aldıkları iyi eğitimin hakkını veriyor. Turizm alanında son derece aktifler. Üstelik birçoğu yönetici pozisyonda. Ama Rus kadınların etkili olduğu tek alan turizm dersek haksızlık etmiş oluruz, onları gazete çıkarırken görmek de mümkün, restoran işletirken de... Üç gün boyunca fotomuhabiri arkadaşım Erkan Sevenler ile Antalya'da iş hayatına hükmeden Rus kadınların izini sürdük. Birbirinden çarpıcı hikâyeler arasından altı kadınınkini derledik. İşte Antalya'nın Rus demirlady'leri...
LUDMİLA ÇERNAYA (Tez Tur Müşteri Temsilcisi)
Ludmila Çernaya, 29 yaşında. 10 yıldır Antalya'da. Moldova'da doğan Çernaya, Odesa'da büyümüş, Türk dili eğitimi almış. Küçük bir çocukken geldiği Türkiye'ye âşık olur ve hayat hedefini burada yaşamak olarak belirlemiş. İşte Çernaya'nın hikâyesi: "İlk kez 1994 yılında 23 Nisan Çocuk Bayramı için Türkiye'ye geldim. Küçücük yaşımda âşık oldum Türkiye'ye. Dört tarafı deniz olan, müthiş bir ülke. Kendi kendime dedim ki, 'Bir gün buraya geleceğim.' Üniversitede bu yüzden Türk Dili okudum. Bir sene okuduktan sonra Türkiye'ye geldim. İstanbul'da iki sene turizm sektöründe çalıştım. Çevrem genişledi ve Antalya'ya Tez Tur'a geldim. Acente temsilcisiyim.
ANTALYA ALIŞTI
Ailem başta çok karşı çıktı, 'Küçüksün nasıl yapacaksın, nasıl başaracaksın?' dediler. Ablam Ankara Üniversitesi'ni bitirdi, yeminli tercüman olarak Moldova'da çalışıyor, onun sayesinde ailemi ikna ettik. Yani aile olarak biz Türkiye'ye yabancı değiliz aslında. Yılda üç haftalığına Moldova'ya dönüyorum ailemi görmeye, hemen geri dönüyorum Antalya'ya. Türk kültürü bana çok yakın. Aynı Türkler gibi yaşıyoruz. Evlendim burada, uzun süre de evli kaldım ama yürütemedik ayrıldık. Hayat çok cazip, düzgün bir hayat yaşıyor buradaki insanlar, uyuşturucu çok yaygın değil, daha kurallı bir ülke. Sakin ve rahat yaşayabiliyorsun. Çevren düzgün olursa ve iyi insanlarla tanışırsan bir sorun çıkmıyor. Benim çevrem çok geniş ve düzgün. Niyetin neyse ona göre yaşıyorsun aslında. Gece hayatında farklı farklı şeyler oluyor. Buraya gelen turistler, dağıtmaya müsait olabiliyor. Ama bizim gibi işinde gücünde insanlar ne bu tür tekliflerle karşılaşıyor, ne de rahatsız oluyor, çünkü Antalya artık Rus kadınlarla yaşamaya alıştı.
ÖZLEM NADEJDA GASPER (Tez Tur VIP Müşteri Müdürü)
Özlem Nadejda Gasper, 31 yaşında, Tez Tur'da VIP Müşteri Müdürü olarak çalışıyor, 10 yıldır Türkiye'de. Bavul ticareti yapan teyzesi vasıtasıyla Türkiye'ye gelmiş. Burada yaşamaktan memnun: "Türkiye'ye iş imkânları daha iyi olduğu için geldim. Bizim yapabileceğimiz ve bizi kabul ettikleri iş turizm olduğu için, ben de diğer vatandaşlarımız gibi turizme yöneldim. Burada evlendim, bir süre sonra anlaşamadık ayrıldık. Eski eşim ismimin Özlem olmasını istedi ben de kabul ettim. Ben Rusya'dan gelen özellikle zengin turistlerle ilgileniyorum. Onların havaalanından karşılanışından otele yerleşmesi, her tür ihtiyaçları benim sorumluluğumda. Ve inanın çok fazla zengin Rus turist Türkiye'ye, özellikle Antalya'ya geliyor. Bunların büyük bölümü iyi ağırlanmak istiyor. Bu iş için de tecrübe gerekiyor, her iki milletin insanının halinden tavrından anlamak gerekiyor
ELENA DÜDEN (Antalya Lykia World Halkla İlişkiler Müdürü)
Elena Düden 31 yaşında. 10 yıldır, turizm sektöründe çalışan bir Türkle evli, Adriana Hayal isminde yedi yaşında bir kızları var, Moskova Devlet Üniversitesi Türkoloji Bölümü mezunu. Bin 400 yatak kapasiteli Lykia World Antalya'nın müşteri sorumlusu. Antalya'ya gelişinin aşk yüzünden olduğunu anlatıyor: "Ben Moskova Devlet Üniversitesi Türkoloji bölümü mezunuyum. Üniversitemiz bizi 12 yıl önce dil pratiği için Ankara'ya göndermişti. Türkiye'ye ilk o zaman geldim, bu program sırasında, grup olarak üç günlüğüne Fethiye'ye tatile gittik. Orada şimdiki eşimle tanıştım. Benim Türkiye maceram aşk yoluyla başladı. Bir süre yazıştık, telefonla konuştuk, ilk üç yıl buraya yerleşip yerleşmeme konusunda karar veremedim. Moskova'da benim için kariyer fırsatları daha fazlaydı. Finans müdür yardımcısı olarak çalışıyordum. 'Türkiye nedir, ne yapılabilir?' diye araştırdım, turizm alanında çalışabileceğimi anladım ve geldim. 10 yıldır evliyim. Ailem karşı çıkmadı evliliğe, eşimin ailesi de geleneksel Türk aileleri gibi değildi, karşı çıkmadılar, sadece uzak akrabalarla bir uyum süreci yaşadık. Kimse dinimi değiştirmemi de talep etmedi, zaten bu zorla olacak bir şey değil. Şimdi
BİZ DIRDIR YAPMAYIZ
Eşimle burada yaşamaya karar verdiğimizde kızımızı düşündük. Hava şartları daha güzel, deniz var, meyve-sebze bol, çocuklar çok seviliyor Türkiye'de. Rusya'da bizim çocukları büyütme tarzımız çok farklı, ben buranın geleneklerini daha çok seviyorum. Yaşlılara daha saygılı Türkler. Rusya'da okullarda alkole, sigaraya çok erken başlanıyor. Türkler ve Ruslar birbirlerine çok benziyor. Avrupalılarla biz farklıyız. Bana göre, Rus ve Alman evliliği imkânsız gibi. Türk erkekler, Ruslarla kıyaslanınca çok nazik. Rus erkekleri kaba diyebiliriz. 'Rus erkekleri votka içer oturur,' denir ya, bu yanlış. Onlar çalışmayı tercih ederler. Sadece çalışırken kadınları unutuyorlar. Kadınlarsa farklı bir beklentide. Türk erkekleri ilk flört edilen dönemde şarkı söyler, hem güzel sözler söyler, şiir yazar, peçeteden bile gül yapabilirler, Rus kadınlar bunlara bayılıyor. Ben Moskova'da Türkçe dersleri veriyordum, Eylülde çok talep olurdu Türkçe derslere, hepsi yazın bir Türk sevgili bulmuş olurdu. Çok önemli iş kadınları bile bir garsondan etkilenebiliyordu. Etkilenme sebebi peçeteden yapılan bir gül bile olabiliyordu. Türk kadınları erkekleri çok kısıtlıyor, biz daha rahat bırakıyoruz, arkadaşlarıyla gezip eğlenmesi için fırsat veriyoruz. Biz kapris yapmayız, dırdır yapmayız. Burada en önemli problemlerimizden biri eğitimle ilgili. Benim kızım Türk-Rus baba ve anneden doğan bir çocuk, Rus eğitim sistemini daha çok beğeniyorum ama burada o eğitimi verecek yer bulmakta sıkıntı çekiyorum. İki dili de öğrenebileceği okullar olmalı.
KADINLAR ÇANTAYLA DÖVERDİ
Erkeklerin bize bakışları ve farklı algılamaları yaşadığım en büyük zorluktu, ki bu hâlâ yaşanıyor. Bizim hayata bakış açımız çok farklı, biz erkeklerle arkadaş olmayı ve sohbet etmeyi severiz, Türkiye'de bu çok yanlış anlaşılıyor. 1998 yılında Türkiye'ye geldim, Ankara'da dil kursuna gidiyordum, insanlar yanlış düşünmesin diye kapağında 'Türkçe öğreniyorum,' yazan kitaplarımızı göstere göstere yürürdük. Sokakta yürürken zaman zaman Türk kadınlar çantalarıyla bize vurup taciz ederdi."
NURSELİ NATALIA KILINÇ (Antalya Ramada Plaza City Club&Spa Müdürü)
Natalia Kılınç, 44 yaşında, ayrıldığı Rus eşinden 22 yaşında bir kızı var. Antalya'da yaşıyor. Natalia Kılınç, Antalya macerasını şöyle anlatıyor: "Belek Rixos'tan teklif aldım ve müşteri ilişkileri müdürü olarak çalışmaya başladım. İngilizce, Almanca, Rusça ve Türkçe biliyorum. Türkiye'ye geldiğimde Rus eşimden boşanmıştım, kızım o sırada 10 yaşındaydı, onu da getirdim Türkiye'ye. Burada bir formalite evliliği yaptım, bir ayda vatandaşlık aldım. İş teklifini kabul ettim çünkü iklim cazip geldi, kızımı burada yetiştirmek istedim. Rusya'da hava kirliliği var. Ben Moskovalıyım, büyük şehirde yaşamak zor. Ben İstanbul'da da yaşayamam. O yoğun tempoyu istemiyordum artık. Antalya biraz daha sakin, deniz kenarında, aslına bakarsanız çocuğumun geleceği için geldim.
TANGO VE EVLİLİK
Bu arada bir Türkle evlendim, eşimle tango dersi sırasında tanıştım. Ben dans etmeyi seviyorum, uzun süredir dans dersleri alıyordum, önce dans partneri olduk, sonra evlendik. Üç yıldır evliyiz. Rus eşimden olan kızım şu anda Bilkent Üniversitesi'nde, Endüstri Mühendisliği üçüncü sınıfta burslu okuyor. Ben işle güçle uğraşırken, o çalışkan bir öğrenciymiş meğerse. O da Türk vatandaşı oldu. Buraya tam anlamıyla yerleştim, artık buralı sayılırım. Çok Rus var burada o yüzden eksiklik, yabancılık hissetmiyorum. Eskiden Ruslar Amerika'ya, Avrupa'ya göçerdi ve aynı mahallelerde bir arada yaşarlardı. Ama Antalya'da böyle bir şey yok, belki Türkleri kendimize yakın gördüğümüz için gerek duymuyoruz. Ruslar birbiriyle çok arkadaş da olamıyor, çünkü soğuğuz. Her Rusla arkadaş olmak zorunda değilim.
ESKİDEN SOKAĞA ÇIKAMAZDIM
Rus kadın imajını elbette biliyorum ve üzülüyorum. Ben bu konuda çok sıkıntı yaşamadım ama arkadaşlarımdan sıkıntı yaşayanlar oldu. Ama artık kaliteli Ruslar geliyor, insanlar da göre göre o eski Rus kadını imajını kafalarından siliyor. Eskiden Rus kadınlara karşı tepki vardı. Ben de çok sokağa çıkmazdım, rahatsız hissederdim özellikle yalnız yürüyorsam. Arabam vardı, dolmuşa, otobüse binmediğim için şanslıydım.
GÜZELLİĞİMİZİ SOĞUĞA BORÇLUYUZ
Rus kadını güzel çünkü soğuk bir ülkede yaşıyoruz, beslenme tarzı ve genetik, bizim güzelliğimizin sırrı diyebilirim. Aslına bakarsanız genç kızlar çok güzel ama çok içen Rus kadınlar da yaşlandıkça çirkinleşiyor."
YUANNA KHARLAN (Antalya Turkish Times gazetesinin sahibi)
Yuanna Kharlan, 33 yaşında. Moskova Devlet Hukuk Akademisi'nden mezun, üç buçuk yıldır Antalya'da, ayrıldığı Rus eşinden 18 ve 6 yaşlarında iki oğlu var. Türk okulunda okuyorlar. Kariyerini, son derece zengin sürdürdüğü hayatını bırakıp, Antalya'ya yerleşme gerekçesini çocuklarının geleceği olarak özetliyor: "Turist olarak neredeyse 24 kez Türkiye'ye geldim. Ama en sonunda buraya yerleştim. Ben Moskovalıyım. İki çocuğum var, öncelikle onlar için geldim çünkü Moskova çocuk yetiştirmek için tehlikeli oldu. Çocuklarım burada, sizin kültürünüzle büyüsün istiyorum, 'Aile nedir, saygı nedir?' burada öğrensin istiyorum. Ben Moskova'da Devlet Hukuk Akademisi'ni bitirdim. Sekiz sene, vergi danışmanlığı yaptım. İşimden çok memnundum, durumum çok iyiydi ama dedim ya, çocukları burada yetiştirmek istedim. Çünkü Rusya'da okullarda narkotik çok önemli bir sorun haline geldi. Ayrıldığım Rus eşim çok zengin, bu nedenle benim çocuklarım çok büyük potansiyeldi, orada çocuk büyütmek çok zor olacaktı. Ben de burada yaşamaya karar verdim. Eski eşim de durumdan memnun, sık sık geliyor çocukları görmeye. Buraya geldiğimde hukukçu olarak çalışamazdım, basın vakfına ait bir gazete vardı, satılıyordu. Bu gazeteyi alıp yapabileceğimi düşündüm ve satın aldım. Gazetenin ismi Antalya Times, aylık bir gazete. Üç yabancı dilde çıkıyor; Rusça, İngilizce ve Almanca. Bu aylık gazeteyi satmıyoruz, Türkiye'ye gelen turistlere bedava dağıtıyoruz. Türkiye Kültür Bakanlığı bizi destekliyor. Gazetede buranın kültürünü, geleneğini, göreneğini anlatmaya çalışıyoruz. 12 kişilik bir ekibimiz var. Bu gazete kurulurken, her yere gittim, herkesle tanıştım, kendimi kabul ettirdim. Antalya'da yaşam açısından bazı eksikler elbette var, mesela kitap bulamıyorum burada, kilise çok önemli bir sorun. Ama yine de burada yaşamaktan çok memnunum.
KÖTÜ MUAMELE GÖRMEDİM
'Rus kadın' imajını elbette duymuştum ama çevrem çok farklıydı, bu nedenle hiç kötü 'Rus kadın' muamelesi görmedim. Kadın olarak iş hayatı zor ama bunun Rus veya Türk olmakla ilgisi yok. Kadınlar çok fazla iş hayatının içinde değil. Ben Türkiye'ye evlenmek için değil, yaşamak için geldim. Ama şu bir gerçek ki; burada erkekler daha ilgili. Çocuğu da bırakabiliyorsunuz, Rusya'da böyle bir şansın yok. Bir saat bırakamazsınız çocuğu kocanıza. Ayrıca Antalya yaşamak için harika."
LADA RYAZANOVA (Antalya Scorpion Restoran'ın sahibi)
Lada Ryazanova, 38 yaşında, 10 yıldır Antalya'da yaşıyor. Ukrayna'da işletme okudu, şimdi Rus restoranı Scorpion Restoran'ın sahibi. Lada Ryazanova'yı Antalya'da tanımayan yok. Daha doğrusu restoranı Scorpion'u bilmeyen yok. Şehrin tek ve en eski Rus restoranı olan Scorpion, hem Antalya'ya gelip memleket yemeklerini özleyen Rusların, hem de farklı bir mutfak denemek isteyen Türklerin favori mekânı. Ama dört yıllık bu işletmeyi kurup bu noktalara getirmek, tek başına yabancı bir ülkede ayakta kalmaya çalışan bir kadın için kolay olmamış.
İşte Lada Ryazanova'nın yaşadıkları: "Antalya'ya ilk önce turist olarak geldim. Tatil için gelmiştim ama kalmaya karar verdim. İlk zamanlar çeşitli işler yaptım, kısa bir dönem turizm sektöründe çalıştım, kuyumcuda çalıştım, mağazalarda çalıştım, bu sırada eski eşimle tanıştım, evlendik. Evlendikten sonra bir süre çalışmayı bıraktım ama sonra boşandık. Kendime burada bir hayat kurmam gerektiğine karar verdim. İşletme okuduğum için aklım hep bu yönde çalışıyordu. Erkek kardeşim Ukrayna'da gıda teknolojisi okudu. Aşçılık yapıyordu. Burada Rus yemekleri yapan bir yerin olmayışı büyük eksiklikti. Kardeşimin işini buraya taşıyabileceğimi düşündüm ve restoran açmaya karar verdim. Dört buçuk senedir açık restoranımız ve buradaki tek Rus restoranıyız. Ben bu işi çok ciddiye alıyorum, dekorasyonundan kalitesine çok önem verdim. Müşterim de benim sunduğum hizmet gibi kaliteli olsun istiyorum. Tüm çalışanlarım Rus, hepsinin çalışma izinleri var. Çünkü kusura bakmayın ama biz belki kendi işimiz diye daha çalışkanız, Türk çalışanlar bizim kadar işe özveri göstermedi. Bir de kendi ülkemden gelenlere bir faydam olsun istedim. O yüzden memleketimden insanlarla çalışıyorum. Restoranı açarken ciddi bir zorluk yaşamadım, bürokratik anlamda da sıkıntı çekmedim.
ANTALYA CENNET
Antalya'yı çok sevdim. Tabiatı sevdim, denizi sevdim ve bir yatırım yaptım buraya. Evli olduğum dönemde Türkiye'yi gezdim, benim için Antalya bambaşka. Burada herkes daha rahat, şortla atletle geziyoruz kimse yadırgamıyor. Spor yapmayı çok seviyorum. Haftada üç gün tenis oynuyoruz, 12 ay boyunca. Ukrayna'da soğuktan spor yapamazsın. Burada sebzemeyve çok. Her semtte pazar kuruluyor, pazardan taze sebze alma şansımız var. Bunlar size bir şehre yerleşmek için basit şeyler gibi gelebilir ama benim yaşadığım yerden sonra burası gerçekten cennet gibi. Ukrayna'da da başarılı olabilirdim ama orada benim gibi insan çok, burada ise yaptığım işte tekim.
TÜRKLERİN BAKIŞ AÇISI
Türklerin Rus kadına bakış açısını biliyorum, ama ben çok güçlü durdum o yüzden problem yaşamadım. Benim mekânıma da zaten sokaktan insan gelmiyor, kaliteli insanlar oluyor. İlk açtığımız dönemde, gelip soranlar oldu, 'Burada eğlence var mı?' diye, ama bir süre sonra onlar da buranın sadece iyi yemekler yapan bir yer olduğu fikrini kabul etti."
Ruslar Türkiye'ye güven duydu
MIRJALOL HUSANOV (Rusya Federasyonu Antalya Başkonsolosu)
Sık sık tatile geldiği Antalya'ya, 2007 yılında Rusya Federasyonu Başkonsolosu olarak atanan Mirjalol Husanov, Rusların Antalya aşkını şöyle anlatıyor: "Antalya, Rusların en çok geldiği yer konumunda. Geçen yıl Antalya'da, 2 milyon 170 bin Rus vatandaş tatil yaptı. Geçen yıla nazaran bu yıl bu sayıda yüzde 27'lik bir artış söz konusu. Turizm aşkta olduğu gibi zorla olmaz. Birine 'Burada tatil yap,' diye dikte edemezsiniz. Bu kadar Rusun Antalya'yı seçmesi çok önemli bir göstergedir. Ruslar Antalya'yı çok sevdi. Her yıl buraya gelip, üst üste tatil yapan insanlar var. Türkiye'ye o kadar alıştılar ki, burayı ikinci evleri olarak görüyorlar. Bundan 15 yıl önce burada bir ev sahibi olmak Ruslar için hayal gibiydi. Ama bugünkü şartlarda mümkün. Bu nedenle, Ruslar 10 yıl önce emlak satın almaya başladı. Bugün büyük bir artış var. Antalya'da 3 bine yakın emlak almış vatandaş var, Alanya'da bin 500'e yakın emlak alan Rus vatandaş var. Ev alanlar hemen buraya taşınmasa bile yaz dönemini burada geçiyor, yatırım olarak düşünüyor. Ev almak bir ülkeye güvenin göstergesidir."
http://www.sabah.com.tr/
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder