3 Kasım 2012 Cumartesi

3 Kasım Türkiye için bir milat

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''3 Kasım tarihi, sadece AK Parti için değil, Türkiye için, bütün milletimiz için bir milat oldu, yeni bir başlangıç oldu" dedi.

Erdoğan, AK Parti 19. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, bugünkü toplantının farklı bir anlamı olduğunu, AK Parti'nin 10 yıl önce bugün girdiği ilk seçimleri kazanarak iktidara geldiğini anımsattı.

Bugünkü konuşmasının detaylı olacağını, AK Parti'nin 10 yıllık iktidarında yapılanları anlatacağını ifade eden Başbakan Erdoğan, bugünkü toplantı sonucunda yeni neticeler çıkacağını, bugün geleceği nasıl planlayacakları üzerinde çalışma yapmak üzere temel taşların oluşacağını söyledi.

''Türkiye, büyük bir bunalım ve krizden istikrar sahiline ayak bastı''

AK Parti'nin 14 Ağustos 2011'de çıktığı millete hizmet yolculuğunda 11 yılı geride bıraktığını anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Türk siyasi hayatında önemli bir kilometre taşı olan 3 Kasım 2002 seçimlerinin de 10. yıl dönümü idrak ediyoruz. 3 Kasım tarihi, sadece AK Parti için değil, Türkiye için, bütün milletimiz için bir milat oldu, yeni bir başlangıç oldu. Türkiye, adeta karanlık bir tünelden aydınlığa çıktı, büyük bir bunalım ve krizden istikrar sahiline ayak bastı. Hamdolsun geride bıraktığımız bu 10 yıllık sürede milletimize hiç mahçup olmadık, verdiğimiz sözleri aynen yerine getirdik, getirmeye devam ediyoruz. Hep alnımız dik yolumuza devam ettik. Bu dönemde milletimiz de bizi asla yalnız bırakmadı, hep bizimle beraber yürüdü, 'biz arkanızdayız' dedi. Milletimiz her seçimde artan desteğiyle gerçekleştirdiğimiz hizmetleri tasvip ettiğini gösterdi. İstişare ve değerlendirme toplantılarımızın nereden nereye geldiğimizi görmemiz, rotamızı belirlememiz açısından fevkalade önemli olduğuna inanıyorum.

''Türk siyasi hayatında bizimki kadar istikrarlı, geniş katılımlı, zengin içerikli istişare geleneği olan bir başka parti bulunmuyor'' diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

''AK Parti, bir ekip hareketi, bir gönül hareketi, bir ortak akıl hareketi olarak ortaya çıktı. Bugüne kadar ilk günkü aşk ve heyecanla faaliyet gösterdik, bundan sonra da aynı ruh, aynı heyecanla, aynı coşkuyla milletimizin çizdiği rotada yolumuza devam edeceğiz. Büyük AK Parti ailesinin en önemli özelliği gönül bağıyla birbirine bağlı olmalarıdır, birlik ve bütünlüğünü her şeyin üzerinde tutmasıdır. Bu büyük ailenin her ferdi dava bilinciyle hareket eder, inanç ve azimle mücadelesini sürdürür. Bu mücadelede kişisel hesaplara, senlik, benlik çekişmesine yer yoktur. Her bir arkadaşımız milletimizin, omuzlarımıza yüklediği kutsal emanetin aynı derecede sahibi, sorumlusu takipçisidir. Köy, mahalle temsilcilerimizden başlayarak, belde teşkilatlarımıza, ilçe, il teşkilatlarımıza, genel merkez organlarımıza, belediye ve il genel meclislerimize, TBMM grubumuza kadar AK Parti'nin hücrelerini oluşturan birimlerde görev alan her arkadaşım bu ekibin vazgeçilmez bir parçasıdır.''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, ''hücre yenilenmesi'' olarak nitelendirdiği görev değişimlerinin elbette olacağını ve olmaya devam edeceğini vurgulayarak, ''81 vilayette 75 milyon vatandaşımıza ulaşmamızı sağlayan teşkilatlarımız, onları ayakta tutan arkadaşlarımız, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız AK Parti'nin asli unsurlarıdır, AK Parti'yi ayakta tutan asli omurgadır'' diye konuştu.

''AK Parti asla nevzuhur bir parti değildir''

Erdoğan, ''Nasıl seçimlerde (biz hepimiz Türkiye'yiz) diye haykırdıysak, burada da göğsümüzü gererek (biz, hepimiz AK Partiyiz) diyoruz. Nasıl seçimlerde, (aynı yoldan geçmişiz biz, aynı sudan içmişiz biz, yazımız bir kışımız bir aynı dağın yeliyiz biz) diye meydanları inlettiysek, burada da bugüne kadar AK Parti'ye emek vermiş, gönül vermiş bütün arkadaşlarımızla aynı yolda, durmadan, usanmadan yürüdüğümüzü, yürüyeceğimiz yine iftiarla, kıvançla, inançla ifade ediyoruz'' dedi.

AK Parti olarak 11 yıldır faaliyet gösterdiklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

''AK Parti asla nevzuhur bir parti değildir. Bu hareketin temelinde milletimizin binlerce yıllık şanlı tarihinden süzülüp gelen bir cihanşümul anlayış vardır. AK Parti, Selçuklu coğrafyasının, 4 kıtaya yayılmış 600 yıllık Osmanlı Devleti'nin, 89 yıllık Cumhuriyetimizin birikimi üzerine yükselmiş bir siyasi harekettir. Biz, 1920'de Büyük Millet Meclisi'ni yegane meşruiyet kaynağı olarak kabul ederek, Kurtuluş mücadelesini başlatan Gazi Mustafa Kemal'in, 1950'de (yeter söz milletindir) diyerek demokrasi bayrağını açan Menderes'in, 1983'de milletin desteğiyle kalkınma hamlesi başlatan Özal'ın, 1996 yılında vesayet yönetimine karşı milletin tercihiyle iktidara gelmeyi başaran Erbakan'ın takip ettikleri yolu izleyerek bugünlere gelmiş bir siyasi partiyiz.

Bu hakaret içinde her siyasi partiden, her siyasi görüşten, her toplumsal gruptan gelen, ama AK Parti'nin millete hizmet davasına inanmış AK Parti'nin siyaset ilkelerini benimsemiş arkadaşlarımız var. AK Parti bizatihi bu milletin ta kendisidir, AK Parti bu coğrafyanın ta kendisidir. AK Parti bu ülkede her bir vatandaşımızın içinde kendi hayallerini, hedeflerini bulduğu, kendine yer bulabildiği, kendini evinde hissettiği dev bir çatıdır. Bu çatının altında asla istismarı bulamazsınız, yalanı, kandırmacayı bulamazsınız, ayrımcılığı ötekileştirmeyi, haksızlığı göremezsiniz. Bu çatının altında sadece hizmet, huzur, refah var, kardeşlik var. Çünkü biz, adam odur ki koya dünyada bir eser, eseri olmayanın yerinde gör ki yeller eser' sözünde ifade edildiği gibi sadece eserlerimizle bu dünyaya damgamızı vurmayı hedefliyoruz. Bu ülke için, bu millet için hizmet, eser üretenlerin kalplerde unutulmaz yerler edindiğini biliyoruz. Bu ülke için, bu millet için eser üretemeyenlerin yerlerinde yeller estiğini de biliyoruz. Biz, Yunus Emre gibi 'dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldik' diyoruz. Gönüller yaparak, hizmet üreterek, bunun için ülkemizi, dünyayı karış karşı dolaşarak partimizin 11. yılını, iktidarımızın 10 yılını geride bırakıyoruz. İnşallah gönüller yapmak hizmet üretmek için yolumuza deam edeceğiz.''

''3 Kasım'da büyük bir zihniyet devrimi gerçekleşti''

Başbakan Erdoğan, yıl dönümlerinin geçmişe dönük muhasebe yapmaya, hedefleri gözden geçirmeye vesile olması bakımından önemli olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin tam 10 yıl önce 3 Kasım 2002 Pazar günü çok kritik bir seçim yaparak, demokrasiden ekonomiye kadar her alanda tarihi önemde bir değişim sürecine girdiğini söyledi.

Türkiye'nin 2 Kasım 2002 gününü, siyasi çekişmelerin, ardı arkası kesilmeyen ekonomik çöküntülerin, sürekli yeni çatlaklara sebep olan sosyal gerilimlerin iç karartıcı havası içinde tamamladığını, 3 Kasım gecesi ise AK Parti iktidarının iş başına geldiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

''3 Kasım 2002'de yepyeni bir ümitle, heyecanla dinamizimle artık onlar geride kalıyor ve aydınlık bir gelecek başlıyordu. 3 Kasım'da ortaya çıkan sonuç sadece AK Parti'nin bir başarısı zaferi değildir. 3 Kasım, bu aziz milletin siyasete, yönetime el koyması, kötü gidişe dur demesiydi. 3 Kasım'da sadece bazı partiler iktidardan düşüp, yeni bir parti iktidara gelmedi. Esasında büyük bir zihniyet devrimi gerçekleşti. Milli iradeyi değil, kendi grup çıkarlarını esas alarak Türkiye'yi krizler ülkesi haline getiren bir anlayış devrildi. Milletin iradesini yücelterek güven ve istikrarı tesis eden anlayış yönetime geldi. Onlarca yıldır Türk siyaseti üzerine karabasan gibi çöken darbeci, vesayetçi, elitist zihniyet gitti, ileri demokrasiye hak ve özgürlüklere inanan bir anlayış geldi. Millete efendilik taslayanlar gitti, millete hizmetkar olanlar geldi. Cumhuru hor gören, cumhuriyet istismarcıları gitti, cumhuru kucaklayan, onu bağrına basan gerçek cumhuriyetçiler geldi. 3 Kasım, AK Parti iktidarı için değil, Türk demokrasisi için bir milattır, tarihi bir başlangıçtır.''

''Tavsiye ediyorum gözlerini açsınlar''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, AK Parti'nin laf üreten, hayal tüccarlığı yapan, konuşmayı siyaset sanan bir hareket olmadığını vurgulayarak, ''AK Parti, hizmet siyaseti yapar, hizmeti, yatırımı projeyi konuşur, konuşmakla da kalmaz ne söylediyse yapar, hayata geçirir. 11 yıldır yapamayacaklarımızı söylemedik. Söylediklerimizi de Allah'a hamdolsun hayata geçirdik'' diye konuştu.

Türkiye'nin nereden nereye geldiğini unutanlara hatırlatmak için hafıza tazelemesi yapmakta fayda gördüğünü dile getiren Erdoğan, ''Bazı gözleri olup görmeyenler, kulakları olup duymayanlar, dilleri olup söylemeyenler var. Onlara yapacak bir şey yok, onları kendi karanlıklarıyla baş başa bırakıyoruz. Çünkü gözlerini kapayanlar için dünya hep karanlıktır. Tavsiye ediyorum gözlerini açsınlar'' dedi.

Muhataplarının millet olduğunu, her zaman olduğu gibi bugün de aziz milleti ile hasbıhal edeceğini, dertleşeceğini ifade eden Başbakan Erdoğan, AK Parti iktidarı döneminde yapılanları anlatmak için saatlerin yetmeyeceğini, günler, haftalar boyunca yapılanların anlatılabileceğini, bu yüzden yapılanları özet halinde anlatacağını söyledi.

Türkiye'nin her alanda nereden nereye geldiği görüp heyecanlanmamanın mümkün olmadığını ifade eden AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, yola çıkarken ''Türkiye'yi 4 temel taş üzerinde yükselteceğiz'' dediklerini, bu ana temel taşların eğitim, sağlık, adalet ve emniyet olduğunu anlattı.

Eğitim alanındaki yatırımlar

AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, eğitim alanında yapılanları şöyle anlattı:

''Eğitim alanında 16 yılda 6 bin 326 eğitim kurumu açarak, ülkemize 181 bin 316 yeni derslik kazandırarak yeni bir dönem başlattık. Derslik sayısını 346 bin 660'dan 492 bine çıkartarak güçlü bir altyapı kurduk. Bütçeden eğitime ayrılan pay biz geldiğimizde 7.5 milyar seviyesindeydi, 2012'de biz 39 milyar seviyesine çıkartık. Bütün öğrencilerimize kitapları ücretsiz olarak verdik, veriyoruz. İlköğretime ve ortaöğretimde ortak kullanılan laboratuvar sayısını 19 binden, 33 bine çıkardık. İlköğretim ve ortaöğretim için 893 adet pansiyon ve yurdu hizmete açtık. Okullarımıza 1 milyon bilgisayar gönderdik. 30 bin bilişim sınıfı kurduk.

Eğitim sistemimizi '444 kod' adıyla ifade ettiğimiz 4+4+4 ile 4 yıl ilkokul, 4 yıl orta, 4 yıl lise olacak şekilde yeniden düzenledik. Bu düzenlemeyle zorunlu eğitimi 12 yıla çıkardık. 12 yıl zorunlu eğitim olayı aslında bizim dönemimizin bir adı değil. 12 yıl zorunlu eğitim olayı, 28 Şubat'ın ardından aslında gündeme oturmuş, yapılması gereken bir adımdı, bu ertelenmişti. Bu ertelemeyi biz yerine getirdik. Fakat o gün bunu savunanlar biz bunu yapınca çılgına döndüler, çünkü yapan kim AK Parti. Bunu onlar yapsaydı çok büyük bir başarı olacaktı. Biz yapınca çılgına döndüler.''

Başbakan Erdoğan, isteyen öğrencilerin artık okullarda Kur'an-ı Kerim eğitimi, Siyer-i Nebi eğitimi alabileceğini anlatarak, Kur'an eğitimi için 470 bin, Siyer-i Nebi için de 250 binin üzerinde başvuru yapıldığını söyledi.

Erdoğan, ''Zorlama yok, kendi arzusuyla, isteğiyle talep edenler. Nelerin engellendiğini göstermesi bakımından bu da çok önemli. Ülkemizin her yerinde bütün evlatlarımızın eğitim imkanlarından faydalanabilmesi için gerekli her türlü tedbiri aldık'' diye konuştu.

İktidarda bulundukları 10 yılda 358 bin öğretmen atayarak, öğretmenlerin özlük haklarını iyileştirerek, bu anlamdaki sorunları da büyük ölçüde çözdüklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Zaman zaman bazı televizyon kanallarında veya oluşturulan bazı dernekler vasıtasıyla 'ben öğretmen oldum, atanmıyorum' şekliyle hareket edenler var. Herkes öğretmen olabilir, fakat bütün bunların atanabilmesi için de şüphesiz devletin gerek bütçe noktasına gerekse bunları atama noktasında diğer kamu kurumlarıyla ilgili planlamasına müsaade etmek lazım. Biz, devlet yönetiyoruz, o zaman bundan önceki iktidarlara böyle bir hesap sorulabildi mi- Bizim şu andaki yaptığımız atama oranlamalarına baktığımız zaman geçmiş dönemle mukayese edilemeyecek kadar fazla. Biz, bunu Allah'ın izniyle sıfırlayacağız. Tamamıyla artık öğretmen noktasındaki atamaları sonuca erdireceğiz. Bizler bodrum katlarında beden eğitimi dersi aldık, artık spor salonlarına geçiyoruz. Van'da açılışını yaptığımız okullardan bir tanesinde baktım arka tarafta çok amaçlı kapalı spor salonu var. 32 derslikli ilk ve ortaokul, arasında kapalı spor salonu görünce 'hamdolsun Yarabbi bu günleri gördük' dedim.''












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder