18 Ekim 2014 Cumartesi

23. Ulusal Üroloji Kongresi Belek’de yapıldı

Türk Üroloji Derneğince Antalya’da düzenlenen 23. Ulusal Üroloji Kongresi başladı.Antalya’da Belek Turizm Merkezi’nde bulunan Gloria Resort Otel’de düzenlenen "23. Ulusal Üroloji Kongresi"nde, Dernek Başkanı Prof. Dr. Bülent Semerci ile dernek ikinci başkanı Prof. Dr. Ateş Kadıoğlu Prof. Dr. Cankon Germiyanoğlu, Prof. Dr. Ali İhsan Taşçı ve Prof. Dr. MevlanaDerya Balbay’ın katılımıyla basın toplantısı düzenlendi.Semerci, üroloji alanındaki tüm yenilik ve gelişmelerin masaya yatırıldığı kongrenin androloji, endoüroloji, genel üroloji, nöroüroloji, pediatrik üroloji ve üroonkoloji alanlarında 190 ulusal, alanında dünyaca tanınan 8 uluslararası konuşmacı ve 105’i tıpta uzmanlık öğrencisi, 35’i üroloji hemşiresi olmak üzere yaklaşık bin kişinin katılımı ile gerçekleştirildiğini dile getirdi. Prof. Dr. Kadıoğlu ise androloji, kadın-erkek cinsel sağlığı ve erkek üreme sistemi hastalıkları konularında konuştu. - Böbrek taşını lazerlerle yok etmek mümkün Pediatrik üroloji ile ilgili konuları ele alan Prof. Dr. Germiyanoğlu da pediatrik üroloji alanında sık karşılaşılan inmemiş testis, vezikoüreteral reflü, hidronefroz ve taş hastalığındaki son gelişmelere değindi.Germiyanoğlu, böbrek travmasında olguların çoğunda açık cerrahi yerine konservatif yaklaşımın böbreğin alınmasını önlediğini, üretra travmasında erken müdahalenin inkontinans, empotans ve üretra darlık ihtimalini azalttığını vurguladı.Endoüroloji konusundaki gelişmeleri paylaşan Prof. Dr. Taşçı ise endoskopik aletlerin incelmesi ve fleksibil hale gelmesiyle cerrahların hayallerinin gerçekleştiğini dile getirdi.Taşçı, şöyle konuştu: "Artık dış idrar yolundan girilen incecik ve bükülebilir aletlerle böbreğin içindeki taşı görmek, lazerlerle yok etmek mümkün. Üstelik hiç kesi olmadan. Daha önceki yıllarda aynı işlemin 10 santimetre kesiyi ve günlerce hastanede yatışı gerektirdiği düşünüldüğünde, teknolojik gelişmelerin hasta yaşam kalitesine kattığı önem tartışılmaz bir gerçek olarak ön plana çıkıyor."Prostat kanserleri konusunda konuşan Prof. Dr. Balbay, kongrede toplumda sıkça görülen prostat tanısı ve toplum taramalarının önemi ile tanı konulan prostat kanserlerinin tedavi edilmeden izlenmesi gibi çok tartışmalı konuların ele alındığını dile getirdi.Balbay, prostat kanserinin erken dönemde belirgin bir belirtisinin olmadığının altını çizerek, bu nedenle 50 yaşın üstündekilerin mutlaka kontrol muayenesi yaptırmaları gerektiğini kaydetti. 
Gazetecilerin Türkiye’deki sertleşme bozukluğunun ne sıklıkta görüldüğü sorusu üzerine Kadıoğlu "Türkiye erkeklerde yüzde 34 oranında erektil disfonksiyon (sertleşme bozukluğu) sorunu mevcut. Bu 5 milyon civarında hastaya tekabül ediyor. 40 yaşın üzerinde çok daha fazla gözüküyor" dedi.Yaş arttıkça, sertleşme sorunu oranı da arttığını ifade eden Kadıoğlu şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği, sigara kullanımı ve prostatın büyümesi ile direk olarak sertleşme sorun oranı arttığını dile getirdi.Kadıoğlu, penis protezlerine talep olup olmadığı sorusuna ise hastaların yüzde 10’una tekabül eden 500 bin kişinin tedavi sonucunda protez adayı olması gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti: "Hastaların şu anda sadece yüzde 20’si doktora başvuruyor. Bu 1 milyon kişiye tekabül ediyor. Geri kalan 4 milyonu bilgilendirmek gerekiyor. Buradaki sıkıntı, bu protezler sgk tarafından tüm hastalara ödenmiyor ancak belirli hastalar bundan yararlanıyor. Bunlar şeker, prostat ameliyatından sonra sertleşme sorunu yaşayan hastalar. Aslında protez bir hak. Sonuçta penisi diğer organlardan ayırmıyoruz. Kalpten farklı değil. O yüzden nasıl kalbe protez takıldığı zaman sgk bunu ödüyorsa bunun için de ödenmesi gerekir. Bu konuda dernek olarak sgk ve Sağlık Bakanlığıyla çalışmalarımız devam ediyor. "Dünyada penis nakli yapılıp yapılmadığı sorusu üzerine kadıoğlu, birkaç deneme yapıldığını ancak başarıyla uygulanan bir örneğin bulunmadığını ifade etti.Kadıoğlu, bitkisel ilaçlarla ilgili soru üzerine ise şunları kaydetti: "Türk, Alman ve Ortadoğu haklarının geleneksel olarak kullanılan ilaçlara eğilimi var. Sertleşme sorunu erkeğin egosunu ciddi olarak etkileyen bir hastalık. O yüzden normal ilaç almadan, bitkisel ilaçlarla bu işin üstesinden gelebilir miyim deniliyor. Tabi ki her bitkinin içerisinde bir takım maddeler var. Endüstrinin ürettiği ilaçlarda bunun belki de 50 kat fazlasının bulunması söz konusu. Mesir macunu üzerine ciddi bir araştırma yok. İçinde biraz şeker ve 8-10 çeşit baharat var. Biraz genzinizi yakar ama harekete geçirdiği yönünde elimizde veri yok." dedi

HABER / NesLihan BAT



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder