16 Nisan 2012 Pazartesi
Akaydın’dan CHP’lilere agır elestiri
Hoca gemileri yaktı Akaydın’dan CHP’lilere ağır eleştiri
CHP Kemer İlçe Kongresi’ne katılan Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, eski genel başkanı Deniz Baykal, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’lilere sert çıktı.
Genel Başkan doğruladı
Geçen sene Berlin Fuarı'nda telefonla beni arayarak genel başkan milletvekilliği adaylığı teklif etti. Kibarca reddettim dedim ki 'Antalya beni beş yıllığına belediye başkanı olarak seçti' Keyfime bakardım arkadaşlar, ömür boyu bol maaş, uçaklarda indirimli seyahat, öyle değil mi? Kabul etmedim. Sorun genel başkana. Ama bir an şüphelendim. O sıralar parti hareketli, Ankara'ya gidip çadır kuranlar var. Genel başkana sordum. İtiraf etti, kendisine çok teşekkür ediyorum. Dedim ki 'Genel başkanım durup dururken siz belediye başkanına niye milletvekilliği teklif edeceksiniz. Bunun arkasında size bunu yaptıran var mı?' dedim. 'Var' dedi. İşte o büyük ağabey yaptıran."
CHP'liliğimi kimseye tartıştırmam
Hakkında bir sürü iddianın olduğunu belirten Akaydın, şunları söyledi: "Benim hakkımda bir sürü iddia var. 'Partimizin jargonuyla uyuşamadı hoca', 'hoca üniversiteyi idare eder gibi belediyeyi idare ediyor', 'Belediyeyi üniversitedeki arkadaşlarıyla doldurdu' falan filan. Bunların hepsine karşı mantıklı cevaplarım var. Tek başına değil kendim gibi CHP olan bir aileden geliyorum. Annemin iki dedesi de peş peşe Çorum ilimizin CHP'li belediye başkanlığını yapmıştır. Babam CHP'nin milletvekilliğini yapmıştır. Böyle bir aileden geliyorum. Partililiğimi kimseye tartıştırmam. Ama ben her yere gittiğimde Kuva-yi Milliye nutukları çekecek bir insan da değilim. Ruh olarak Kuva-yi Milliyeciyim ama onu da her konuşturmaya sıkıştıranlardan değilim. Tabii ki belediye başkanı olarak siyasette taraf olma hakkım var, konuşma hakkım var."
Parti referansıyla işçi aldım ama
Büyükşehir Belediye Başkanı olarak büyük rol alayım diye kongrelerde bir takım kişilerin destekçisi durumunda olmadığını savunan Akaydın, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama belediyemin içinde mevcut sayıda partili var, işçi var. Üç yıl boyunca belediyeye yüzde 40 oranında işçi yerleştirdim ama bunlar parti referansıyla yerleşmiştir. Belediyede 220 üye var. Arkadaşlarıma dedim ki, yakın çevremde olanlara sakın karışmayın, yani danışmanlarımı kastediyorum. Partili şirket genel müdürlerimi kastediyorum. Öbürlerine karışamam dedim. İşçi, inanın iki sene önceki kongrelerde de, bu kongre sürecinde de bu arkadaşlardan her gurubu destekleyen de oldu. Kapım da bütün partililere açıktır. Dolayısıyla bir de dedikodu var. Hocanın odasına girdim çıktım. Hoca benim adayıma destek veriyor diye, yok böyle bir şey arkadaşlar. Bir tek belediye söyleyemez Mustafa Akaydın ona kulis yapmıştır, kulis yaptırmıştır diye. İşe alma ödülü vaat etmiştir. İşten çıkarma tehdidi vaat etmiştir."
Eşim üzerinden yıpratmaya kalkıştılar
"Eşim benim hayat arkadaşım, her şeyi beraber yaptık" diyen Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mustafa Akaydın konuşmasına şöyle devam etti: "Seçimlerde gönüllüleriyle ayrı bir parti gibi çalıştı. Teşekkür ediyorum. Eşimi karıştırmaya kalktılar. Çünkü özellikle Kepez ilçesinde kalabalık bir gönüllü gurubuyla çalıştı. Bu gönüllü gurubundan bir kısım Kepez İlçe seçimlerinde, şimdi karşımızda ortada oturan arkadaşımız Alican Deveci kardeşi destekledi bir kısmı da Halil Bahar'ı destekledi. Olay bu. Şimdi Nail Kamacı arkadaşım bundan iki ay önce yanında iki kıdemli milletvekili, bir eski belediye başkanı, bir parti kurultay delegesiyle beraber makamıma geldi. Buyurun arkadaşlar dedim. Kepez seçimlerini sordular, Alican beyin hiç şansının olmadığını söylediler. Oyları sıraladılar, iyi tamam ama bana niye söylüyorsunuz bunları dedim. Ama yinede sizin Alican beye destek verdiğiniz gibi bir şayia var dediler. Vermiyorum dedim. Ama eşimle çalışan gönüllülerin bir kısmında kesseniz Alican'dan başkasına oy vermeyiz diyenler var. Eşine sahip ol diyorlar. Niye sahip olayım kardeşim. Eşim partili, partinin delegesi, git sen kendin konuş bana ne. Halil Bahar'ın listesinde 3 kişi belediyede çalışıyor. Sorun bakalım bir tanesine bile baskıda bulunmuş muyum?"
Kemer'de vesayet denemesi başarısız oldu
Partinin neden iktidar olamayacağı konusunda da düşüncelerini açıklayan Mustafa Akaydın, sözlerine şöyle devam etti: "Niye iktidar olamayacağımıza geliyorum. Kemal Yüksel bir vesayet lafı etti. Ben de çok meraklıyımdır arkadaşlara sordum vesayetten ne kastediyor diye. Dediler ki biz iki aday kendi aramızda oturduk. Kendi seçimimizin divanını dostane bir şekilde planladık. Divan başkanlığına Zeki Durmaz ağabeyimizi uygun gördük. Fakat bize üç gündür baskı yapılıyor. Neden Zeki Durmaz Baykal'cı değildir. Akseki'de bir konuşmasında partideki birlerini eleştirdiği için ceza görmüş bir arkadaş. Yani vesayet altına girmemiş bir büyük ağabey tarafından cezalandırılmış kesinlikle olmaz. 50 tane telefon aldım diyor arkadaşlardan, arkadaşlar işte bu vesayettir. Bunun ad hakkım var, konuşma hakkı mı vesayettir. Bunun diğer adı entrikadır arkadaşlar. Ne olmuş biliyor musunuz? Bu genç arkadaşlardan biri galiba Zeki Durmaz arkadaşımızın yanında geçmişte stajerlik yapmışmış, bunu başaramayınca öbür arkadaşa diyorlar ki, sen bunun tuzağına gelme, bak o onun stajeriydi diyorlar. Ama arkadaş da (Durmuş Can) hayır ben dik bir adamım söz verdim, sözümün arkasındayım illa Zeki Durmaz demiş. Konu budur."
3 yıldır entrika siyaseti yaşıyorum
Üç yıldır partide entrika siyaseti yaşadığını savunan Akaydın, şöyle konuştu: "Çelme takma siyaseti. Geçen hafta yaşananları görüyorsunuz vaktim olsa onun da perde arkasını anlatacağım. Ekranlara bir belediyeci arkadaş çıktı. Bütün suçu eşime yıktılar, Konyaaltı delegesi olarak nasıl kalkar da kart gösterir çarşaf listeleriyle şu bu, böyle bir anlayış var mı arkadaşlar? Partiliyiz biz. Seçimde kartımızı çıkarıp gösteremeyecek miyiz? Onun için diyor ki, nasıl bir sosyal demokrat belediyecilik anlayışı bu, AK Parti'lilere sırtını dayayarak bu başkan artık başkanlık yapabileceğini mi zannediyor. Bir de tehdit ediyor beni basının önünde, ben hiç bir zaman basının önünde bir partilimi şikayet etmedim. İlk defa konuşuyorum. Artık sabrım tükendi bundan sonra konuşacağım. Çünkü çenem kuvvetlidir. Konuşursam bütün ayıpları ortaya koyarım, bundan çok daha iyi ortaya koyacağım."
Baykal’a gönderme
Konfüçyus'ün çok güzel bir lafı olduğunu anlatan Mustafa Akaydın, şunları söyledi: "Küçük insanların büyük gölgesi olursa, güneş orada batıyor demektir' diyor. Bu işte vesayettir. Küçük insanların büyük gölgesinden bu parti çok çekti. Üç sene önce ben gökten zembille geldim, davetle. Aday adaylığı sürecinde yaşananları anlatmak istemiyorum. En iyi bilenlerden biri Osman Kaptan milletvekilimizdir. Çünkü büyük ağabeyden aldığı direktiflerle seçimi o yürütüyor. Parti bir tane Büyükşehir Belediye Meclis üyesi belirlememe izin vermedi. Halka ayıp olur diye istifanın eşiğinden döndüm. O zaman ki genel başkanıma dedim ki 'genel başkanım anlıyorum sizi benim seçileceğime inanmıyorsunuz' aynen söylediklerimi söylüyorum, ben açık sözlü bir insanımdır. Hiç kimsenin yüzüne söyleyemeyeceğimi arkasından söylemem. 'Ben belediye başkanı olacağım zaman davul bende, tokmak bu adamlarda olacak' Bu adamlar dediklerim 9 tane adam ve 'o adamlar beni çalıştırmayacak' dedim. Dinlemedi tabii beni, hiç beklemediği şekilde
belediye başkanı seçildim. Benim seçilemeyeceğime takım elbisesine iddiaya giren çok büyük partililerim vardır."
Büyük ağabey çalıştırmama talimatı vermiş
Çok acıları olduğunu belirten Akaydın, konuşmasına şöyle devam etti: "Basında benim aleyhime konuşan partililerimin video görüntüleri var. Bir tanesi çantamda şu an, arabamda. Yazılı çıktıları da var. Saat saat, dakika dakika ne dedikleri belli, hepsini genel merkeze raporladım. Hiç bir şey olmadı. Niye çünkü büyük ağabey korkusundan Antalya'yı kaplanların önüne attı. Daha kötü hayvan ismi söylemeyeceğim kaplanların diyorum. Ve en son dediler ki o büyük ağabey 'Sakın büyükşehir belediye başkanını bundan
sonra Antalya'da çalıştırmayacaksınız' işte hedef bu, yapılanlar bunlar. Bundan ben mi fayda edeceğim? 60 yaşındayım ben bu dünyada bir çok zevki yaşadım. Ben üniversiteler kurdum. Üniversiteler yönettim, bir belediyeyi mi yönetemeyeceğim arkadaşlar. Veya büyükşehir belediye başkanı olmak, başkan olarak kalmak bana çok şey mi kazandıracak."
Partinin mutluluğu için çalıştığını belirten Akaydın, şöyle konuştu: "Başka hiç bir iddiam yok. Geçen sene Berlin Fuarı'nda telefonla beni arayarak genel başkan milletvekilliği adaylığı teklif etti. Kibarca reddettim dedim ki 'Antalya beni beş yıllığına belediye başkanı olarak seçti' Keyfime bakardım arkadaşlar, ömür boyu bol maaş, uçaklarda indirimli seyahat, öyle değil mi? Kabul etmedim. Sorun genel başkana. Ama bir an şüphelendim. O sıralar parti hareketli, Ankara'ya gidip çadır kuranlar var. Genel başkana sordum. İtiraf etti, kendisine çok teşekkür ediyorum. Dedim ki 'Genel başkanım durup dururken siz belediye başkanına niye milletvekiliği teklif edeceksiniz. Bunun arkasında size bunu yaptıran var mı?' dedim. 'Var' dedi. İşte o büyük ağabey yaptıran." "Ben çaylak politikacıyım ya, üniversiteden geldim anlamam ya bu entrikalardan" diye konuşmasını sürdüren Akaydın, şu ifadeleri kullandı:"Sonradan öğrendim ki parti meclis üyeleri ve genel başkan yardımcılarından bu partimizin geleneksel taktiğiymiş. Eğer belediye başkanı biraz ayağa dolanıyorsa, ona denirmiş ki, gel seni bu dönem milletvekili yapalım ayağımıza dolanmasın Antalya'da diye. Hesap bu arkadaşlar." Akaydın, konuşmasında "Otobüs aldırmıyorlar bana, böyle bir şey olmaz. Halk benden kırmızı otobüs bekliyor. Her gittiğim yerde soruyorlar. Otobüs aldırmıyorlar, sonra diyorlar ki 'Sen bizim partimizin belediye başkanlığına yakışmıyorsun', 'Hoca sıfırı tüketti', 'Bir daha seçilemez' Partinin önemli bir kişisinin böyle konuşmaya hakkı var mı? Sonra da inkar ediyorlar. Ben diyorum ki gidin gazetecilerle görüşün yüz yüze erkanlara çıkın söyleyin. Gazeteciler söylüyor bunu."
Kaybedersek kendimiz yüzünden kaybederiz
Akaydın, konuşmasında "Bir belediye başkanının çıkıp yerel bir televizyonda 'Akaydın bizim partimizin jargonuyla uğraşmasın' diyebilir mi arkadaşlar" ifadelerini kullandı. "Böyle bir şey var mıdır?" diye soran Akaydın, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ben beceriksiz bir belediye başkanı olsam bile bunu kamuoyunun önünde söylemeye hiçbir partilinin hakkı yoktur. Bu partiye ağır derecede disiplin suçudur. Bu hafta da diyorlar ki, parti grup kararına uymadı. Yahu siz 3 yıldır buna uymuyorsunuz. Bir çok kritik kararımı AKP'lilerle MHP'lilerle geçiriyoruz. Şimdi ben mi suçlu oluyorum. Arkadaşlar işte bunlar benim acılarım, dertlerimdir. Kendi topuğumuza kurşun sıkmazsak önümüzdeki seçimlerde Antalya'nın bir çok ilçelerinde belediye başkanlığını bizden kimse alamaz. Kaybedersek AK Parti yüzünden değil kendimiz yüzünden kaybederiz."
Kaynak/www.akdenizmanset.com
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder