4 Nisan 2012 Çarşamba

Bülent Arınç, ''Antalya'da kadın programlarını sert dille eleştirdi''

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye'de televizyon programlarında şiddet, ayrımcılık, cinsellik, genel ahlak kurallarına ve toplumun moral değerlerine karşın son derece olumsuz bir dil kullanıldığını söyledi. Şiddet ve cinselliğin kadın üzerinden işlendiğini belirten Arınç, bu dilin kadınları öncelikle bedene indirgeyerek sömürdüğünü ifade etti. Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından Antalya'da düzenlenen 'Uluslararası Kadın ve Medya Sempozyumu'nda konuşan Başbakan Yardımcısı Arınç, televizyonlarda kadının ataerkil roller içerisinde sıkıştırılarak ihanet eden, yuva yıkan marjinal bir çerçeveye oturtulduğuna dikkat çekti. Arınç, "Son dönmelerde ekranları dolduran yerli dizilerin neredeyse tamamında kadınlar, içi boşaltılmış, değersizleştirilmiş bir nesneye dönüştürülmüştür. İhanet eden, evlilik dışı ilişkiler kuran yuva dağıtan, temel değerleri hiçe sayan bir profille; anne, hayat arkadaşı, daha önemlisi herkes gibi insan olan kadın, bütün bu masum ve kutsal özelliklerinden çoğu zaman ayrıştırılmaktadır. ya da tam tersi dayak yiyen, zulme uğrayan, taciz edilen, tecavüze uğratılan, aşağılan bir dille zavallı acınası bir yaratığa dönüştürülüyor." diye konuştu. Bu kadın figürünün, hemen hemen her türlü TV yapımının adeta değişmez malzemesi olarak kullanıldığını dile getiren Arınç, şunları kaydetti: "Kadınları hedef alan programlara ne demeli. Bizzat kadınların sunduğu, seyircinin istekleri doğrultusunda hazırlandığı iddia edilen bu programları, ben, kadının kadına yaptığı bir zulüm olarak görüyorum. Kullanılan dil, işlenen konular, davet edilen konuklar, marjinal konularla ekranı başında bulunanların ruh sağlığıyla oynanıyor. Bu programların bazılarında toplumun en uç konuları ele alınmakta, şiddet, göz yaşı ölçüsüzce kullanılmaktadır. Hiç bir eğitim ve öğreti yanı olmayan bu programlarda mahremiyetin sınırları ihlal edilmekte, genel ahlaka aykırı davranışların propagandası yapılmakta. Evlilik programları hakkında görüşmelerimi daha önce dile getirdiğim için burada tekrarlamak istemiyorum. Çocuklarımızın anneleri, iş arkadaşlarımız, hayat arkadaşlarımız, dostlarımız olarak bu kadınların anlatım tarzları inanın bizi çok rahatsız ediyor." 'KADINLAR MEDYANIN HER ALANINDA YETERİ KADAR TEMSİL EDİLMELİ' Başbakan Yardımcısı Arınç, kadın konusunda haberlerde de kullanılan dilin sakıncalı olduğunu ifade etti. Bütün dünyada haberlerin ağırlıklı öznesini erkeklerin oluşturduğunu aktaran Arınç, "Haberlerde yer verilen kadınlar ise olumlu hikayelerden ziyade, kurban mağdur olarak sunulmaktadır. Gazetelerde de durum hiç iç açıcı değil. Günlük gazetelerin haberlerinin sadece yüzde 25'ini kadınlar oluşturuyor. En dikkat çekici durum ise kadınlara; gazetelerin iç ve dış politika, ekonomi gibi genellikle ilgi alanına girdiği varsayılan ciddi konuların yer aldığı ilk sayfaların yanı sıra magazin soft haber olarak adlandırılan, kültür, sanat, moda gibi orta sayfa haberlerinin yer aldığı sayfalarda yer verilmektedir. Bu olumsuzluğu gidermek sizlerin elindedir. Kadınların, medyanın her alanda yeteri kadar temsil edilmesi gerekir. Yayın kuruluşlarında kadınların editörler olarak temsil edilmesi, medyanın sorunlu dilini de düzeltecektir." şeklinde konuştu. "MEDYADA KADINLARIN YER ALMA ORANI YÜZDE 3" Başbakan Yardımcısı Arınç'ın verdiği bilgilere göre; medyada kadınların yer alma oranı yüzde 3. Kadın çalışanlara, karar mekanizmalarında, ülke siyasetine katkıda bulunan yönlerde, gündem belirleyen metin ve programlarda çok az yer veriliyor. TV ana haberlerde yönetim kadrolarının sadece yüzde 16'sı kadınlardan oluşuyor. Buna karşılık, haber merkezlerinde haber hazırlayanların yüzde 35'i kadın. Kameramanlar yok denecek kadar az. Yaygın ve genel TV kanallarında siyasi tartışmaların tamamı erkek. Kadının medyada görmezden gelinmesinin ya da eksik temsilinin belirli roller içinde sunulmasının, küresel bir sorun olarak varlığını sürdürdüğüne işaret eden Arınç, "Kadınların, sadece yüzde 21 temsille var oldukları görülmekte. Ülkemizde son yıllarda medya yönetiminde kadın gazetecilerin yer almasına rağmen biraz önce örneklerini verdiğim rakamlarda medyada erkek egemen bir yapının olduğunu göstermektedir. Kadınlar medyada muhabir, kameraman, yazar, foto muhabiri olarak çalışmaktadırlar, buna karşın yayın kuruluşunun politikasını belirlemekte yer almamaktadır." diye konuştu. BAKAN ŞAHİN: TOPLUM, KADIN VE ÇOCUK ÜZERİNDEN YAPILAN YAYINLARDAN RAHATSIZ Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin de yapılan bir çok araştırmalarda kadın ve çocuk üzerinden yapılan cinsellik ve şiddet içerikli yayınlardan toplumun büyük rahatsızlık duyduğunun görüldüğünü söyledi. Toplumun yüzde 75-80'inin bu tür yayınlardan memnun olmadığını belirten Şahin, "Bunu nasıl düzelteceğiz. Bunu bir kişinin, bir kurumun düzeltmesi mümkün değil. Hepimizin, kendi öz denetimi içerisinde düzeltmemiz gerektiğine inanıyorum." dedi. Medya ve ülkenin yetişmiş özgün değerlerinin, tecrübe ve girişimlerinin bu konuda büyük önem taşıdığını vurgulayan Şahin, şöyle konuştu: "Toplumun algısına baktığımız zaman büyük bir talep görüyorsak, burada toplumun şikayetleri üzerinden yeniden kedimizi yapılandırmak istiyorsak, bugün bu salonda olan, buna katkı verecek olan bilgi ve birikimiyle 2023 vizyonunda güçlü topluma ulaşabilme buradan çıkacak sonuçlarla mümkün olacak." Bakan Şahin, kadın bireyselleştirilmeye çalışılırken yalnızlaştırıldığını ve unutturulduğuna dikkat çekti. Kadınlarla ilgili birçok düzenlemeleri, özellikle medya dünyasında üçüncü sayfa haberleri ve arka sayfa güzelliklerinde görmek istemediklerini vurgulayan Şahin, "Artık 'kral çıplak' deme zamanının geldiğini düşünüyoruz. Kadın yalnızca bedensel güzelliği ile değil, adıyla, duygusal zekasıyla vardır. İffetiyle, adaletiyle vardır. Kadın ve erkek toplumun en önemli değişim anahtarıdır. Buradan baktığımızda özellikle geldiğimiz noktada, kadın ve medya üzerindeki yeni oluşumları, yeni yol haritasını beraber çizmek zorundayız. Bakanlık olarak yeniden yapılandırıldık. Buradaki kadının statüsünü yükseltmek en önemli görevlerimizden birisi. Kadının sorunlarını da çözmek en büyük görev alanlarımızdan birisi." diye konuştu. "GENÇLER VE ÇOCUK ÜZERİNDEN YAPILAN YAYINLAR RUH SAĞLIĞINI BOZUYOR" Çocuk ve gençler üzerinden yapılan yayınların, ciddi manada sanal ortamlar oluşturduğunu ve beklentileri yükselttiğine dikkat çeken Bakan Şahin, bu tür yayınların çocukların ruh sağlığını da ciddi manada bozduğuna vurgu yaptı. Bunun için her bireyin kendi içerisinde ne yapması gerektiğini çok iyi bilmesi gerektiğini ifade eden Şahin, şöyle devam etti:"Empati yaparak, hoşgörü içinde birbirimizi anlayarak bunu başarmamız gerekiyor. Hiç bir ticari kaygı, hiçbir reklam kaygısı benim ülkemin çocuklarının ve gençlerin geleceği kaygısından daha önemli olamaz. 2023 vizyonuna giderken, özellikle medyanın yönetici kadrolarına baktığımızda, yüzde 12 köşe yazarı kadın olan, genel yayın yönetmeninin olmadığı, kadınların kendi içinde çok zor şartlarda çalıştığı bir medya sektörü ile karşı karşıyayız. O yüzden siyasette kadın neden az, neden kabinede bir bakan var demeye hakkımız var mı? Bu topyekun bir kalkınmadır. Topyekun birbirini bekleyen bir aydınlanma projesine dönmekte iken önemli bir alan diye düşünüyorum. Bakanlık olarak toplumu aydınlatmada en büyük ortağımız sizlersiniz. Yaptığız hukuki düzenlenmeleri topluma anlatacak, toplumun beklentilerini de sizinle beraber yöneteceğiz. Bakanlık olarak sizlerin hizmetkarıyız. Bu ülkenin aydınlık geleceğini hep beraber inşa edelim. Bugün itibariyle yeni bir Türkiye'nin inşaatına başlayalım." Kaynak/www.antalyaburada.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder