23 Mayıs 2012 Çarşamba

AntalyaBurada sordu, AK Parti Antalya Il Başkanı Mustafa KÖSE cevapladı.

Antalya siyasetinin önde gelen isimlerinden birisi. Genç yaşına rağmen önemli bir partide, önemli bir konumda. Gelecekte siyasette bulunduğu konum ne olur bilinmez ama bugünkü konumu ile AK Parti Antalya İl Başkanı Mustafa KÖSE konuğumuz. Köse Konya’da doğmadı ama Konya kokan bir insan. Konya menşeisini taşıyor. İşte Konyalılık kokan Köse’nin anlattıkları. MUSTAFA KÖSE’Yİ TANIMAK İSTERSEK ? Ben 1977 İstanbul doğumluyum. İlkokulu Antalya’da Gazi Mustafa Kemal’de okudum. Şu anda valilik binası oldu biliyorsunuz. Ortaokulu ve Liseyi Antalya Anadolu Lisesinde okudum. Oradan sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne gittim. 1999 yılında Hukuk Fakültesinden mezun oldum. 2001 yılından bu yana da Antalya’da serbest avukatlık yapıyorum. Siyasi hayatım Ak Parti ile birlikte başladı. Ak Parti Gençlik kollarında ilk olarak görev aldım. Daha sonra 2006 yılında Hamza Taş döneminde yapılan İl Kongresiyle birlikte İl Yönetim Kurulu üyesi oldum. İl Yönetim Kurulu üyesiyken özellikle teşkilatların bilinçlendirilmesi amacıyla yürütülen teşkilat eğiticiliği faaliyetlerine katıldım. Genel merkezde eğitim aldıktan sonra Antalya’daki bütün teşkilatlara, Antalya’nın bütün ilçelerine giderek tüm teşkilatlara Ak Parti’nin siyasi kimliğini ve Ak Parti’nin dış politikalarını anlatma imkanı buldum. O dönemdeki teşkilatlarla olan bu münasebetimizden sonra teşkilat başkanı görevine getirildim. Teşkilat Başkanlığı görevini yaklaşık 4 yıl kadar sürdürdüm. Ardından Hüseyin Samani’nin İl Başkanı olarak milletvekili adaylığı için il başkanlığından istifasından sonrada Genel Merkez tarafından İl Başkanlığına atandım. Ayrıca Teşkilat Başkanlığı sırasında 2007 - 2009 ve 2010 yıllarındaki referandumlarda ve önceki seçimlerde Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanlığı görevlerini yürüttüm. Siyasi anlamda hayatımız bundan ibaret. Onun dışında evliyim. 3 tane evladımız var. Halen de Antalya’da avukatlık faaliyetlerini sürdürüyorum. Yani genel itibariyle kendimle ilgili anlatabileceğim bu. ANTALYALISINIZ AMA GEÇMİŞİNİZ DE BİR KONYA KÖKENİ VAR. Evet var. Babam Beyşehirli. Konya Beyşehir Gencek Köyünden. Huğlu kasabası vardır onun hemen yan köyü oluyor. Tüfekçiliği ile meşhur bir köy. Daha çok bizimkiler üretir. Huğlulular satarlarmış. Yani orada da üretim var ama bizimkiler ürettikleri zaman Huğluya getirirlermiş. Onlar markalatıp satarlarmış. Kökenimiz orası. 1939 yılında dedem Antalya’ya gelmiş. Daha sonra değişik zamanlarda köye gidip gelmeleri var ama tam olarak Antalya’ya yerleşmeleri 1960 veya 1965’lerde. Doğrusunu söylemek gerekirse çok fazla irtibatımız yok. Daha çok Antalya’da bulunan bizim köylülerle, Genceklilerle yada Konyalılarla muhabbetimiz birlikteliğimiz oluyor. Ama zaman zamanda o bölgeye gidiyoruz, neticede oralıyız. Konyalıyız, Beyşehirliyiz. Ata mekanımız oralar. Ama birçok Konyalı da olduğu gibi bizde Antalya’yı memleket olarak benimsemiş durumdayız. Birçok Konyalı ile birlikte burada Antalyalılarla ciddi anlamda bir muhabbetimiz oluşmuş durumda. Zaten Antalya ile Konya zaten aynı toprakların parçası. Geçmişte tarihi anlamda da bu böyle .Yani Konya’yı Antalya’dan Antalya’yı Konya’dan ayırmak mümkün değil. KONYA DEDİĞİMİZDE SİZDE İLK ÇAĞRIŞIM YARATAN ŞEY NEDİR? Konya denilince ilk aklıma Mevlana geliyor. Hani kardeşlik, birlik ve beraberlik duygusu geliyor. Mevlana’nın isminde buluşulan kardeşlik duygusu, ‘Gel ne olursan ol gel’ öğretisi dünyaya karşı, insanlara karşı her fikirden her camiadan salt birey olması ve insana karşı duyulan sevgi muhabbet, verilen değer aklıma geliyor. KONYA YEMEĞİ İLE ARANIZ NASIL? Aramız iyi. Hani bir defasında Konya’dan çevre yolundan geçmemiz gerekiyordu. Yani sırf Konya Etli Ekmeğini, tandır kebabını yemek için yaklaşık 30- 40 km uzatıp yerini bulduk ve yedik. Konya’nın özellikle etli ekmeği, tandırı hakikaten bizim açımızda çok lezzetli. Ama Konya kültürü ve yemeği Anadolu’dan çok farklı değil. Aslında Anadolu da ne varsa Konya’da da o var. Ama Konya’da ciddi anlamda fırın kültürü var. Mahalle arasında filan fırın var. Hamur işi kültürü gelişmiş durumda. Bende çok severim. İçler hazırlanır fırına götürülür filan. O anlamda her ne kadar şişman olmasak da yemeği seviyoruz. Konya’nın yemeklerinin lezzeti hakikaten çok farklı. Antalya’da etli ekmek yapan yerler var artık. Aynı tadı vermese de anımsatıyor bize. ANTALYA’DA SON YAPILAN AÇIKLAMALARDA EN ÇOK HEMŞEHRİ OLARAK KONYALI VAR. SİZDE SİYASİ BİR PARTİNİN ŞU ANDA ÖNEMLİ BİR GÖREVİNİ ÜSTLENDİNİZ. HEMŞEHRİLER SİZİN İÇİN BİR SEÇMEN KISACASI. KALABALIK BİR KONYALI TOPLULUĞUNU DİLE GETİRİRSEK BU SİZE NEYİ İFADE EDİYOR? Konyalıların ağırlıkta olması bana sağduyuyu ifade ediyor. Biz merkezin partisiyiz. Yani bizim herhangi bir ideolojimiz yok. Biz muhafazakar demokrat partiyiz. Ama bizim ideallerimiz var bunu hep söylüyoruz. Bizim idealimiz millete hizmet etmektir. Sağduyulu insanlar hizmeti görüyor ve takdir ediyor. Türkiye’nin ne kadar ve nasıl değiştiğini, Dünyada nasıl bir yere geldiğini görüyorlar ve hakkını veriyor sağduyulu insanlar. Konyalı hemşerilerimizde sağduyulu insanlar ve hakikaten ortada bir hizmet varsa bu hizmeti yapana hakkını teslim eden insanlar. Bu anlamda Konyalıların Antalya’da fazla oluşu hükümet olarak da bizim hizmet etme anlayışımızla birleştiği zaman Konyalıların bizi takdir edeceği yönünde bende bir intiba bırakıyor. Konyalıların sağduyusuna güveniyorum. Yani sadece saf ideolojik kaygılarla, körü körüne takım tutar gibi parti tutmadıklarını biliyorum. Genel itibariyle söylüyorum tabi ki bunları istisnalar olabilir. Bir hizmet yapan, üreten, çalışan varsa Konyalılarında onlarla birlikte olduğunu, onların arkasında durduğunu, onların yardımcısı olduğunu her zaman söylüyoruz. Dolayısıyla bu bakımdan bu kalabalık kitle bu sağduyulu kitle bana güzel şeyler ifade ediyor. KONYA PARTİNİZDEN OLAN BİR BAŞKAN TARAFINDAN YÖNETİLİYOR. KONYA’YA BAKTIĞINIZDA ANTALYA’DA OLMASINI İSTEDİĞİNİZ, ÖZLEM ÇEKTİĞİNİZ KONYA’DA BULUNAN NE VAR? KONYA’NIN NESİNİN BURADA OLMASINI İSTERDİNİZ? En başta imar ve şehircilik anlayışının olmasını isterdim. Oradaki şehircilik, şehircilik planlaması, caddelerin düzenlenmesi ve konutların bulunduğu işyerlerinin bulunduğu yerlerin özellikle belli merkezlere oturtulmuş olması ve düzenli bir şehir görüntüsünün Antalya’da olmasını çok arzu ederdim. Burada maalesef Konya’daki gibi düzenli bir şehir görüntüsü yok. Yani uçakla havalandığınız zaman şehre baktığınızda ciddi anlamda çarpık yapılaşmanın olduğuna şahit oluyorsunuz. Keşke Antalya’da imar anlamında bu derece kirletilmemiş olsaydı ve Konya gibi düzenli bir şehir, caddeleriyle, yollarıyla muntazam bir şehir oluşturabilmiş olsaydık. Bu anlamda özlüyorum. Öteki taraftan da Konya Büyükşehir Belediyesi’nin yapmış olduğu çok ciddi sosyal faaliyetler var. Burada da Antalya Büyükşehir Belediyesi ile Konya Büyükşehir Belediyesi’ni kıyasladığınız zaman arada çok ciddi fark olduğunu görebiliyoruz. Belediyecilik faaliyetleri anlamında da belediyecilik faaliyetinin halka inişi, halkın beklentilerini karşılayışı anlamında bakıldığı zaman da Konya Büyükşehir Belediyesi’nin Antalya’nın çok çok önünde olduğunu görüyorum. Elbette bir Antalyalı olarak hem geçmişi Konyalı olup Antalya’da yaşayan bir vatandaş olarak ta bundan dolayı üzülüyorum. Bunun daha iyisi yapılabiliyor çünkü. Bu belediyeciliğin çok daha iyisini yapabilen belediyeler var. Konya Büyükşehir Belediyesi de bunlardan bir tanesi. Keşke bizimde Antalya’da böyle bir Büyükşehir Belediye yönetim anlayışı olsa diyorum. KONYALILAR ANTALYA’DA ÇOĞUNLUKTA OLDUĞU İÇİN SORUYORUM BU SORUYU. HEMŞERİ DERNEKLERİNE, GRUPLARINA VEYA KÜLTÜRLERİNE PARTİ OLARAK YADA KİŞİSEL OLARAK BAKABİLİRİZ. DÜŞÜNÜLEN BİR PROJE, ONLARI BİRLEŞTİREN BİR PROJE VAR MI AKLINIZDA? Aklımda şöyle bir proje var. Bu sadece benim zihnimde olan ve birkaç kişi ile paylaştığım bir proje. Özellikle Toros kültürünü yerleştirmek, yaygınlaştırmak anlamında. Çünkü buralar Torosların içinde bulunduğumuz yerler ve mekanlar. Konya bölgesi, Antalya, Burdur, Isparta bu havza bu bölge kendi başına bir güç oluşturmalı. Bir inisiyatif almalı. Bu bölgenin sorunları daha kuvvetli şekilde Ankara’ya taşınmalı. İlgili yerlere daha güçlü bir şekilde ulaştırılmalı.Bu bölgenin çok ciddi anlamda benzerlikleri var. Hem problemleri hem insanlarının meselelere yaklaşımları benzer ve beklide problemlerin çözüm yolları benzer. Bu bölgenin bir güç oluşturması ve bu bölgeyi bağlayan bir birliktelik, bir dernek kurulması yönünde bir yaklaşımım var. Bunun içerisinde bölgedeki illerin milletvekilleri bu bünyede çalışabilir, belediye başkanları, sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri olabilir ve bu birlikteliğin zaman zaman bir araya gelerek bölgenin sorunlarını görüşmesi, konuşması, paylaşması ve birlikte çözüm yolları araması noktasında benim kafamda soyut ama henüz somutlaşmamış bir düşünce var. Bu anlamda bir kuruluş, dernek kurulursa faydalı olacağını düşünüyorum. Birçok il var bölgemizde bu illerin farklı özellikleri olmakla beraber genel itibariyle hem insan yapıları hem iklim yapıları benziyor. Bu birliktelikten ciddi neticeler çıkabilir ve ciddi bir ses olabilir. ANTALYA GENEL İTİBARİYLE TÜRKİYE’NİN HER YERİNDEN GÖÇ ALAN BİR ŞEHİR. GENELDE DE YA RAHAT YADA ÇOK SORUNLU İNSANLARIN TOPLANDIĞI ŞEHİR OLARAK BİLİNİR. KONYALILARIN ANTALYA’YA KATLISI NE OLABİLİR? Tabi şunu bir kere görmek lazım. Tabi birçok bölgeden Antalya’ya gelen insanlar var. Çok kozmopolit bir yapı var Antalya’da. Her bölgenin kendine ait bir kültür var ve bu kültür Antalya’ya geliyor ve içerisinde kendi yerini buluyor, harmanlanıyor. Ama Konya ile Antalya kültürü birbirine çok bezer kültürler. Antalya’ya gelen Konyalılar hiçbir intibakta zorluk çekmiyorlar. Bu sıkıntıları arkadaşlarımız insanlarımız yaşıyor ama Konya’dan gelenlerde sıkıntı yok. Bu önemli bir avantajı da beraberinde getiriyor. Antalya’da yaşayan Konyalıların asayişle ilgili emniyetle ilgili ciddi sorunlar yaşamadığını görüyoruz. Buradaki yaşayışı ve kenti hemen özümsüyorlar hazmediyorlar ve beraberlerinde de kültürlerini getiriyorlar. Antalya’ya gelen Konyalılar Mevlana’nın sesidir. Bu Antalya’ya ciddi anlamda katkı koyuyor. Konyalılar hiçbir şey yapmasalar bırakın ekonomik anlamdaki katkılarını burada işveren olarak birçok kişiye istihdam sağlamalarını, bunların hepsini geçin salt komşuluk ilişkileriyle bile Antalya kültürüne ciddi katkıda bulunduklarını söylememiz lazım. Kaybolmaya başlayan Anadoluluk , yardımseverlik, misafirperverlik yada iyi komşuluk ilişkileri Konyalılar sayesinde biraz daha hatırlanabiliyor. Birçok Antalyalı vatandaşımızın Konyalılar ile iyi dostlar edindiğini görebiliyoruz. Yani Konyalı Antalyalıdan etkilendiği kadar o da ondan etkileniyor. KONYA’DAN BİRÇOK İNSAN ANTALYA’YA HEM TATİL AMAÇLI HEM ZİYARET AMAÇLI GELİYOR. ANTALYA’NIN ÇARPIK YAPILAŞMASI VE TOPLU TAŞIMDAKİ KONYA’YA HAS TEK ELDEN YÖNETİLEN TOPLU TAŞIMA SİSTEMİNİN AKSİNE BURADA ÖZEL BİR TOPLU TAŞIMANIN OLMASI KONYALILARI EN ÇOK ZORLAYAN YAPILARDAN BİR TANESİ. DİĞER TARAFTAN DERNEĞİN FAALİYETLERİNİ NASIL BULUYORSUNUZ SİZ. Konyalılar derneği tabi önemli bir dernek .Bir takım etkenler vesileler lazım ki insanlar bir araya gelsinler. Yani durduk yerde insanları bir araya toplayamıyorsunuz. İşte bu tip şehir dernekleri ulvi bir amaç taşıyor. İnsanları bir araya getirmek gibi bir görevi üstleniyor. Ben Konyalıyım diyen, Konya’dan gelmiş ama Antalya’da yalnızlaşmış belki insanları bir araya getiren, onlara topraklarının, memleketlerinin havalarını solumalarını sağlayan bir zemin yaratıyor. Hemşerilerinin elinden tutan, onlara yol gösteren, bir nevi aracılık, bir nevi misyon da üstleniyor. Gittiğiniz şehirde yabancılaşmanız, elinizden birinin tutmaması bu sizi topluma zararlı hale getirebilir. Konyalılar derneği vasıtasıyla belki bu anlamda problem oluşturabilecek tehlikeler baştan engellenmiş oluyor. En önemli konu da şu, Konyalılar Derneği ben Konyalıyım diyen ama Antalya’da yaşayan insanları bir çatı altında topluyor. Bu insanlar orada sıkıntılarını anlatıp dertlerini paylaşıyorlar. Meselelerini konuşup belki çözüm önerilerini bulup dayanışma içerisine giriyorlar. İşsiz olanlara belki iş bulunuyor, bir takım derdi olanlara dertlerine deva olunuyor. Bir aile ortamı yaratılmış oluyor. İnsanların birbirlerini sevmesi için muhakkak birbirlerine gelip gitmeleri ve ararlındaki irtibatı artırmaları şart. Konyalılar derneği de bir takım toplantı ve kahvaltılarla insanları bir araya getiriyor. Tanışmalarını sağlıyor belki ticaret yapmalarını sağlıyor. Fedakarlık yapmadan zaten bir şeyler olmuyor. Dernek yönetimi de bu fedakarlığı üstlenmiş görünüyor. Tebrik etmek lazım. KONYA KÖKENLİ OLDUĞUNUZ İÇİN GEÇMİŞTE ÖZLEM DUYDUĞUNUZ ANLARDAN BAHSEDER MİSİNİZ. Başka illerde de vardır tabi ama Konyalılarda özellikle aile bağları kuvvetli. Yani babaya, ataya, anneye saygı hat safhada ve aile bireyleri arasında da kuvvetli bağ mevcut. Bayramlarda özellikle tanıdıkların, köylülerin, akrabaların sürekli olarak birbirini ziyaret etmesi, büyüklerin ellerinden öpülmesi ve hatırlarının sayılması bizim kültürümüzün yani Konya kültürünün bir ürünü. Konya’da bu çok hassas. Ziyaretlerde hiçbir çıkar beklentisi yok sadece bir dua alma ve gönül alma sebebiyle güzel bir bakış açısı var. Bu çok önemli. Bazı yerlerde bunu göremiyorsunuz ama Konya’da bayramlar bayram gibi yaşanıyor. Ramazan ayının farklı bir havası var. İşte buraya gelen Konyalılarda bunu yaşatmaya çalışıyorlar. Bazen bulunduğunuz ortamda Ramazan’ın geldiğini fark etmiyorsunuz. Ama Konya’da Ramazan’ın geldiği tüm vücudunuzu sarıyor, ciğerlerinize işliyor. Ramazanın geldiğini şehrin tüm sokaklarından her yerde hissedebiliyorsunuz. Derneğin de çeşitli faaliyetleri oluyor o aylarda, bunu da görüyoruz. ÇOCUKLUĞUNUZDA OYNADIĞINIZ OYUNLARI HATIRLIYOR MUSUNUZ? Tabi benim çocukluğum Konya’da geçmediği için ucundan yetişmiş olsak da çelik çomak oynardık. Hayatımız top peşinden koşmak olduğu için. Doğrusunu söylemek gerekirse Konya’ya has oyun hatırlamıyorum ama herkesin oynadığı oyunları çocukluğumuzda oynadık. Kaynakwww.antalyaburada.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder