10 Eylül 2014 Çarşamba

Venüs heykelciği ödülü kamuoyuna tanıtıldı

10- 18 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek 51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin, aslına sadık kalınarak yeniden tasarlanan ‘Venüs heykelciği’ ödülü kamuoyuna tanıtıldı. Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, “Gelenekten Geleceğe, Yerelden Evrensele” sloganıyla gerçekleştirilecekleri, festivalin uluslararası arenaya çıkma vizyonunu güçlü bir şekilde ortaya koyacaklarını söyledi.
"Gelenekten Geleceğe" söylemiyle yola çıkan, bu yıl yerelden evrensele yenilikler ve ilklerle hayata geçecek olan 51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Festival Başkanı Menderes Türel’in başkanlığında 10-18 Ekim 2014 tarihleri arasında gerçekleştiriliyor. Festival hazırlıkları ve gelişmelerle ilgili olarak kamuoyunu bilgilendirmek üzere Su Otel’de bir basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Festivalin Jüri Başkanı Yılmaz Erdoğan, Festival Direktörü Elif Dağdeviren ve Antalya Film Forum Direktörü Zeynep Özbatur Atakan katıldı. Antalya basınının yoğun ilgi gösterdiği toplantıda 51 yaşındaki ilk ödülün Urart tarafından modellenerek yeniden yapılması ile hayata geçen ulusal
yarışmaların ödülü ‘Venüs heykelciği’ ile aslına sadık kalınarak yeniden tasarlanan ve geleceği temsil eden uluslararası ‘Venüs heykelciği’ ödülünün sunumları da yapıldı.

GELENEKTEN GELECEĞE
Toplantının açılış konuşmasını yapan Başkan Menderes Türel, kısa süre içerisinde, Altın Portakalı uluslararası alanda yeniden diriltmek amacıyla yapılan çalışmalar da dahil olmak üzere festival organizasyonunda ciddi bir mesafe alındığını kaydetti. Türel, 51. yılında Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Türk sinemasının doğumunun 100. yılını onurlandırırken “Gelenekten Geleceğe” ve “Yerelden Evrensele” uzanmayı amaçlayarak yola çıktığını söyledi. Türel, “Çünkü Altın Portakal yarım asrı artık aşan tarihiyle ve gelecek vizyonuyla “Gelenekten Geleceğe” sloganını hak ediyor. Diğer taraftan Altın Portakal’ın önceki yıllarda olduğu gibi yerel ölçekli bir festival olarak bırakılmasını da kabul edemeyiz. Türkiye Cannes, Venedik gibi festivallerle yarışacak sinema birikimine sahiptir ve Antalya da bu iddiayı taşıyacaktır” dedi.

YILMAZ ERDOĞAN VE NURİ BİLGE CEYLAN’A ÖVGÜ
Türel şunları söyledi: “Ben 2004 yılında da Altın Portakal’ı, Avrasya vurgusuyla uluslararası arenaya çıkarma çabasını göstermiştim ve başarılı da olmuştuk. Şimdi bu vizyonu daha güçlü bir şekilde ortaya koyacağız. Antalya sinema yanı sıra, müzik, edebiyat, resim, hat gibi diğer sanat dallarında da çok daha ileri gidecektir. Çünkü biz Antalya’nın “marka-kent” gücünden ve öneminden söz ederken, sadece bugünün yılda 13 milyon yabancı turist ağırlayan Akdeniz’in turizm başkentinden söz etmiyoruz. Antalya’yı söz konusu ettiğimizde, tarihi, Avrupa kentlerinin tarihinden çok daha gerilere uzanan ve bu kentlerin karanlık çağları boyunca kültür üretmeye devam eden medeniyetlerin mirasçısı bir coğrafyadan bahsettiğimizi bilmenizi isterim.
Gerçekten bu toprakların mirası yalnızca sinemada değil, müzikte, edebiyatta, resimde, sanatın her alanında kendisini göstermiştir ve göstermeye devam etmektedir. Son zamanlarda şiir gibi bir filmle şiirin filmi yapıldı; Yılmaz Erdoğan-Kelebeğin Rüyası. Roman gibi bir filmle edebiyat, resim ve tiyatro birleştirildi; Nuri Bilge-Kış Uykusu. Anadolu mirası adeta Türk sinemasında yeniden filiz vermeye başladı.
Elbette bu filizlerde 100 yıllık tarihin de, Türk sinemasına gönlünü, hayatını vermiş ustaların da payı büyüktür.”

ERDOĞAN’A TEŞEKKÜR
Türel, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin, bu anlayışla, onur ödülleriyle, Ulusal ve Uluslararası Uzun Metraj Yarışma, Ulusal Belgesel ve Ulusal Kısa Metraj bölümleriyle, Türk sinemasının geleneğini ve geleceğini kucaklayacağını belirtti. Başkan Türel, festival ekibine ve jüri başkanlığını kabul ettiği için Yılmaz Erdoğan’a teşekkür etti.

ALTIN PORTAKALI EVRENSELE TAŞIMALIYIZ
Festival Direktörü Elif Dağdeviren, gelenekten geleceği sloganıyla yola çıktıkları festivalde 2.5 ayda güçlü bir ekip kurarak güçlü bir çalışma ortaya koyduklarını söyledi. Altın Portakal’ın kendi geleneklerini yaşatan bir festival olduğunu anlatan Dağdeviren, “50 yıldır marka değerinden hiçbir şey kaybetmeyen, Antalyalıların sahiplendiği bir film festivali Altın Portakal. Artık Altın Portakal’ı yerelden evrensele taşımamız lazım” dedi.

12 AY GÜNDEMDE KALAN FESTİVAL
Altın Portakal’ın 12 ay gündemde kalması gerektiğinin altını çizen Dağdeviren şunları ifade etti: “Festivalin dijital altyapısın elden geçirdik. Çünkü, 50 yıllık bir festivalin ödülleri, filmlerinin halk tarafından ulaşılabilir olması gerekir. Festival arşivi dijital olarak görülebilmeli. Bu çalışmayı bir yılda tamamlamayı hedefliyoruz. Ayrıca bir blog çalışması başlattık. Herkesin festivalle ilgisi bir anısı olacağı gerçeğinden yola çıktık. İnsanların festivalle ilgili sıcak anıları gelmeye başladı. Bu anılar belki ileride Altın Portakal yayınlarından kitap olarak çıkabilir.”

TEKRAR ‘A’ KLASMANA ÇIKACAK
Elif Dağdeviren, festivalin uluslararası saygınlığının ve festivalde gösterilen filmlerin dünya ile buluşmasının çok önemli olduğunu belirtti. Dağdeviren, bu amaçla Altın Portakal’ın tekrar A klasman dünya festivalleri arasında yer alması için çalışma yürüttüklerini kaydetti.

ULUSLARARASI FİLMLERE BÜYÜK İLGİ
Uluslararası Uzun Metraj Yarışması için uluslar arası alanda yarışma özelliği olan güçlü ve saygın filmlerle temas kurduklarını anlatan Dağdeviren “Dünya festivallerinde ödül alan filmlerin peşinde koştuk. Her biri ayrı ayrı ödül almış filmler. Programı yaparken uluslararası yarışma filmlerini de açıkladık. Büyük ilgi çekti. Bunun yanı sıra uluslararası programda Cannes’te Türkiye’yi temsil etmiş filmlerden bir seçki yaptık. Bu bölümde 6 film olacak ve Yol ile başlayıp Kış Uykusu ile bitecek. Bir dünya ülkesi gözüyle bölümünde ise İspanyol sinemasını konuk edeceğiz. İspanyol sinemasından ünlü isimler ve filmler festivalde olacak” şeklinde konuştu.
57 FİLM, 246 KISA FİLM, 71 BELGESEL BAŞVURDU
Elif Dağdeviren, 51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’ne başvuruların tamamlandığını belirterek, “Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’na 57 film başvuru yaptı. Ayrıca 246 kısa film, 71 belgesel başvurdu. Ön jüri tek tek izleyerek özel bir seçki oluşturacak. Ulusal film yarışmasında 10-15 filmlik bir seçki olacak” dedi.

GENÇLİK SİNEMA MERKEZİ
Ulusal yarışmada kısa film ve belgesellere büyük önem verdiklerini kaydeden Dağdeviren şöyle konuştu: “Kısa filmleri başımızın üzerinde tutuyoruz. Çünkü kısa film uzun metraja giden ilk adım. Genç yeteneklerin ortaya çıktığı bir yer. Akdeniz Üniversitesi ile iletişime geçtik. Üniversite içinde bir gençlik sinema merkezi kuracağız. Bu projeye İstanbul Üniversitesi de katkı koyacak.”
ANTALYA FİLM FORUM
Toplantıda Festival Komitesi üyesi Zeynep Özbatur Atakan da, direktörlüğünü üstlendiği bu yıl ilk kez gerçekleştirilecek Antalya Film Forum hakkında bilgi verdi. Atakan, 14-17 Ekim 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecek Film Forum’un yurt içinden ve yurt dışından sektör profesyonellerinin buluşacağı önemli bir proje olduğunu kaydetti. Zeynep Özbatur Atakan şu bilgileri verdi: “Proje ve kurgu aşamasındaki filmleri fark etmek ve destek olmak amacıyla yapılacak Antalya Film Forum’da ustalık sınıfları ve atölye çalışmaları olacak. Sunum aşamasında ve yapım aşamasında olan projeler için yarışmalar düzenlenecek. Sunum aşamasında dereceye giren film 30 bin lira ile yapım
aşamasında dereceye giren film 100 bin lira ile desteklenecek. Forum kapsamında proje aşamasındaki uzun metraj projelerin yer alacağı Pitching (Sunum) Platformu’na başvurular devam ediyor. Kurmaca, yaratıcı belgesel ve yaratıcı animasyon projelerin yapımcılarının başvurabileceği platforma son başvuru tarihi 15 Eylül.”
ANTALYA DOĞU’NUN CANNES’İ OLABİLİR
Altın Portakal Jüri Başkanı Yılmaz Erdoğan, 51 yıllık bir festivalin uluslararası arenaya çoktan taşınmış olması gerektiğini söyledi. Türkiye’de son 1 yılda 130 sinema filminin çekildiğine dikkat çeken Erdoğan, “Bu çok onur verici. Bunlardan 57’si Altın Portakal’a başvurmuş. Sinemacılar artık Türkiye’nin her noktasında film çekiyor. Ancak bir film platosu yok. Dizi sektörü çok büyüdü. Uluslar arası denilince ben artık Batı’yı algılamıyorum. Artık Doğu da bizim için çok önemli. Filmlerimiz büyük ilgi çekiyor. Antalya bu coğrafyanın Cannes’i olabilir. ” diye konuştu.
1964 YILINDAKİ ÖDÜL GERİ GELDİ
Festival Direktörü Elif Dağdeviren, toplantı sonunda aslına sadık kalınarak yeniden tasarlanan ‘Venüs heykelciği’ ödülü kamuoyuna tanıttı. Dağdeviren ilk Altın Portakal Film Festivali’nde verilen, Halit Refiğ’in Gurbet Kuşları filmiyle aldığı ödülü bulduklarını belirterek şunları söyledi: “1964 yılındaki ödülü getirdik. Urart firması zarar vermeden modelleme yaptı. Altın Portakal Venüs’ünü tekrar orijinaline döndürdü. 1964 yılında Halit Refiğ’e verilen ilk ödülden yola çıkarak, geleneği temsilen aslına uygun bir şekilde bronzdan yapılan ödülün boyu 33 santimetre, kaidesi siyah Toros mermerden yapılan heykelciğin elinde ise festivalin simgesi olan altın kaplama “Altın Portakal” yer alıyor. “Uluslararası” kimliği yeniden güçlendirilen Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin, Uluslararası Uzun Metrajlı Film Yarışması’nda verilecek ödül ise, klasik heykelin modern yorumlaması olarak düşünülerek kübik yüzeylerden oluşuyor. Siyah Toros mermer kaidesi üzerinde 33 cm yüksekliğindeki bronz heykelciğin elinde de yine festivalin simgesi altın kaplamadan oluşan “Altın Portakal” bulunuyor.”

HABER / NesLihan BAT


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder